Oran logo image

DUYUSAL GELİŞİM

            Kaç duyumuz vardır diye sorulsa birçoğumuzun aklına artık şarkılarla da kazınmış “5 duyu organımız var...” cümlesi hemen gelir. Aslında vücudumuzun; görme, işitme, koklama, tat alma ve dokunmaya ek olarak iki duyusu daha olduğunu yani aslında 7 duyumuz olduğunu söylesem? Bu çok duyulmamış iki duyu; propriyosepsiyon (vücut farkındalığı) ve vestibüler (denge) duyuları.

Çocuklarımızın beyinlerinin ve vücutlarının gelişiminde bu 7 duyu ile aktarılan bilgilerin işlenmesinin önemli bir yeri var. Burada dengeyi sağlayarak duyular ile ilgili uyaranları ne çok az ne de çok fazla vermenin önemli olduğunu belirtmeliyim. Şimdi kısaca bu duyularımızdan bahsedelim:

1.    Dokunma: Gebe kalındıktan sonra ilk gelişen duyu dokunmadır. Anne karnındaki bebek acı ve sıcaklık gibi uyaranları algılayabilir. Doğum gerçekleştiğinde dokunma duyusu gelişimini tamamlamak üzeredir. Dokunma duyumuzla uygulanan basıncın şiddetini, sıcaklığı, dokunulan cisimlerin yapısını, canımızı acıtan ya da bize zevk veren şeyleri kavrarız ya da ayırt ederiz.

Bebeklerin ve çocukların, sağlıklı gelişmek ve büyümek için dokunularak sevilmeye ihtiyaçları vardır. Dokunma duyusunun gelişimi duygusal gelişim ile de yakından ilgilidir. Yeterince sevgiyle temas edilmeyen çocukların akranlarına göre daha yavaş geliştikleri ve uzun vadede bunun gelişim geriliğine sebep olabildiği bilinmektedir.

Doğumdan sonraki aylarda ve devam eden birkaç yılda çocuklar her şeyi önce dokunarak keşfettikleri için içinde yaşadıkları çevreyi algılamalarını sağlayan bu yolu -tehlikeli durumlar haricinde- teşvik etmeliyiz.

2.    Tat Alma: Anne karnındaki 7. Ayımızda gelişimin çoğunu tamamlayan ve koku duyusuyla bağlantı kurabilen bir duyudur. Doğduğumuzda tatlı, acı, ekşi ve şekersiz (bitter) tatları alabiliyoruz ama yine de dilimizde bu tatları alan kısımların tamamen gelişmesi birkaç yıl alabiliyor. Bebeklerin doğduklarında hemen hemen her şeyi ağızlarına götürmesi sayesinde tat alma duyusu uyarılıyor ve gelişiyor. Bu sebeple bebeklere meraklarını gidermeleri için izin vermeliyiz YASEMİN KAHVECİOĞLU PSİKOLOG AİLE DANIŞMANI

  Hızlı Menü
Blog Kategorileri
EğitimSosyalVelilerGündem
  Kayıt Formu